Her gün, düzenli olarak flor içeren diş macunlarının kullanılmasıyla diş çürüklerinde % 20-40 oranlarında bir azalmanının olduğu görülmüştür. Günümüzde diş hekimleri, 1-5 yaş arası çocuklarda 250-500 ppm, 6-11 yaş arası çocuklarda 1000 ppm (1 mg F/g diş macununda) ve 11 yaş üstü çocuklarda 1500 ppm florür içeren dişmacunu kullanılmasını önermektedir. Küçük çocukların, diş macunlarını yutabileceği göz önüne alınarak, kullanılacak diş macunu miktarının çocuğun tırnak boyunu geçmemesi ve çocuk dişlerini fırçaladıktan sonra mutlaka ağzını çalkalaması ve tükürmesi sağlanmalıdır. Bunun dışında diş çürüklerinin önlenmesinde en etkili yöntemlerden birinin, dişlere flor uygulaması olduğu belirtilmektedir. Bu uygulamayla diş minesinin çürümeye yol açan maddelere karşı direncinin artması sağlanmakta ve plaktaki asit üretimi azalmaktadır.
A vitamini nasıl çalışır?
A vitamini, yağda çözünen sarı renkli berrak bir vitamindir. Renkli meyve ve sebzelerde ayrıca bazı hayvansal gıdalarda bulunur. Kanda serbest halde bulunan kısmına retinol denir. Vücudumuzda bağışıklık sisteminin çalışmasına yardımcı olmak, karanlıkta görmeyi sağlamak, cilt ve mukozaları korumak gibi görevleri vardır. Gıdalar ile alınan A vitamini vücutta serbest şekilde emilir, emilim oranı % 80-90’dır. Emilen retinol kan yağlarına bağlanarak taşınır, %90'ı karaciğerde depolanır ve ihtiyaç halinde tekrar kana salınır. Vitamin A’nın emilim ve metabolizması için Çinko ve E vitaminine ihtiyaç vardır. Bunların eksikliğinde metabolizması bozulur.
A vitamini eksikliği nasıl oluşur?
A vitamini eksikliği, alım azlığı veya barsaklardan emilim bozukluklarına bağlı olarak gelişebilir. A vitamini eksikliğinde, bağışıklık sisteminin antikor cevabında bozulma ve T hücre sayısında azalma meydana geldiği için bağışıklık sistemi olumsuz etkilenir. A vitamini eksikliği olanların enfeksiyonlara olan yatkınlığı artmıştır. Bu nedenle A vitamini eksikliğinde Kızamık, Suçiçeği, RSV enfeksiyonları ve Pnömoni gibi hastalıklara olan yatkınlığın arttığı gösterilmiştir. Ayrıca mukoza ve cilt enfeksiyonlarında artış, yara iyileşmesinde uzama görülebilir. Uzun süreli eksikliğinde ise, normal büyüme ve gelişme için gerekli uyarılar ortadan kalkar, üreme sisteminde ovulasyonun bozulması kısırlığa yol açabilir. Ayrıca ciltte kuruma ve kalınlaşma, gözlerde kuruluk ve gece körlüğü ortaya çıkabilir.
A vitamini kaynakları nelerdir?
Karaciğer, peynir, yumurta, yağlı balık, süt, yoğurt, sosis, tereyağı, yumurta en iyi A vitamini (retinol) kaynaklarıdır.
Günlük A vitamini ihtiyacı Ne kadardır?
Günlük A vitamini ihtiyacı: 0-3 yaş arasında: 2000 İÜ, 4-6 yaş arasında:2500 İÜ, 7-10 yaş arasında: 3500 İÜ, 11 yaş üstü erkeklerde: 5000 İÜ, 11 yaş üstü kadınlarda: 4000 İÜ, hamileler ve emzirenlerde: 4000 İÜ’dir (1 mgr=5000 İÜ). Takviye olarak kullanılacak A vitamininin kullanım amacı, verilecek retinolün miktarını belirler.
Yenidoğan bebeklere akut viral enfeksiyonlarda bir ya da iki gün boyunca, 50.000 IU, Kızamık geçiren çocuklarda bir ya da iki defa 200.000-400.000 IU A vitamin verilmesi önerilmiştir. Respiratuar sinsisyal virüs (RSV) tedavisinde, A vitamini ilgi çekici bir seçenektir.
A vitamini toksikasyonu olur mu?
Yanlışlıkla yüksek doz A vitamini (100.000-300.000 IU) alınması çocuklarda kafa içi basınç artışına yol açabilir. Ayrıca birkaç gün boyunca 500.000 I.U’den fazla A vitamini alanlarda da A vitamini toksisitesi oluşabilir. A vitamin fazlalığında kusma, baş ağrısı, eklem ağrısı, göz dibi ödemi gibi bulgular meydana gelebilir. Kuru ve çatlamış deri, tırnakların kırılması, saç dökülmesi, diş eti iltihabı, iştahsızlık, sinirlilik, yorgunluk ve bulantı görülebilir. Uzamış A vitamini fazlalığında ise kemiklerde kırıklar oluşabilir. Vitamin verilmesinin kesilmesiyle bu semptomlar geriler ve tam iyileşme görülür. Karaciğer yüksek A vitamini içeriğinden dolayı haftada 1 defadan fazla yenmemeli, gebelikte A vitamini kullanılmamalıdır.
Meyve ve sebzelerin koyu rengini veren maddelerdir, yağda çözünürler. Karotenlerin bir kısmı provitamin A etkisi gösterirler. Doğada bilinen 600 karotenin ancak 40'ının provitamin A özelliği vardır. Karotenlerin beta, alfa, gamma ve kriptoksantin gibi alt grupları bulunur. Beta-karoten, alfa karotene göre daha fazla A vitamini aktivitesine sahipken, alfa karoten ise daha çok antioksidan etkiye sahiptir. Yüksek provitamin A aktivitesi gösteren beta karotenlere havuç, patates, yeşilbiber, kabak, kayısı, mango ve yeşil yapraklı sebzeler örnek olarak gösterilebilir. Provitamin A özelliği gösteren bu maddeler, tiroid hormonları, çinko ve C vitamini yardımıyla vitamin A’ya dönüşür. Bu dönüşüm kandaki retinol seviyesine bağlıdır. İhtiyaç yoksa bu dönüşüm gerçekleşmez. Karotenlerin diğer kısmı; kırmızı, mor meyve ve sebzeler (domates, kırmızı lahana, böğürtlen ve mor erik) A vitamini kaynakları değildir. Bu gıdaların vitaminden çok, anti-oksidan aktivitesi vardır. Örneğin Likopen A vitamin kaynağı değildir ancak vücutta en etkili antioksidan olan karotenoiddir. Etkisi beta-karotenin iki katıdır. Karotenoidler emilim için safra asitlerine ihtiyaç duyarlar. Birçok faktör A vitamini ve karotenlerin emilimini etkiler. Retinolün aksine beta karotenin emilim oranı % 40–60 arasındadır. Diyetle alınan beta-karoten desteği toksisiteye yol açmaz, bazen ishal oluşturabilir, ancak bu durum da kendiliğinden düzelir.
Tiamin vücutta nasıl çalışır?
Tiamin, beyinde enerji üretimi için mutlak gerekli olan bir vitamindir. Tiamin beyin ve sinir uçlarında iletimi sağlayan asetilkolinin adlı maddenin etkisini hem arttırır, hem de taklit eder. Alzheimer hastalarında, mental bozukluğu olanlarda, fenitoin alan epilepsi hastalarında sinir fonksiyonlarını düzelttiğine dair klinik çalışmalar vardır. Ayrıca diyabet, Krohn hastalığı ve Mültıpl Skleroz hastalarında, eksiklik oluşmasını önlemek için tiamin kullanılabilir.
Tiamin eksikliği nasıl olur?
Tiamin eksikliği, vitamininin alımında azalma veya ihitiyacında artma nedeniyle meydana gelir. Tiamin alkole, sülfata, kahve ve siyah çayda olan tanene karşı çok duyarlı olup, bu bileşikler tiamini parçalayıp etkisiz hale getirirler. Bu ürünlerin çok tüketilmesi, tiamin eksikliğine neden olabilir. Tiamin eksikliğinin en temel belirtisi, mental fonksiyonlarda bozulma ve psikozdur. Tiamin eksikliği ciddi olursa, Beriberi Sendromu denilen hastalığa yol açar. Beriberi Sendromunda sinir ve kaslarda yıpranma, vücutta sıvı birikimi, kan basıncı yüksekliği, yürüme zorluğu ve kalp rahatsızlığı gelişebilir.
Tiamin kaynakları nelerdir?
Soya fasulyesi, ay çekirdeği, yer fıstığı, tam tahıllar ve kuruyemişler iyi bir tiamin kaynağıdır.
Günlük Tiaminin ihtiyacı ne kadardır?
Yaşa göre günlük tiamin ihtiyacı, 0-6 ayda: 2 mg, 7ay-1 yaş arası: 0,3 mg, 1-3 yaş arası: 0,5 mg, 4-8 yaş arası: 6 mg, 9-13 yaş arası: 1 mg, 14-18 yaş arası erkeklerde: 1,2 mg, 14-18 yaş arası kadınlarda: 1mg’dır.
Riboflavin nasıl çalışır?
Riboflavinin, hücrelerde enerji üretiminin sağlanmasının yanısıra, vücudun en önemli antioksidanlarından biri olan glutatyonun yenilenmesinde rolü vardır. Riboflavin tedavisi, temel olarak migren, katarakt ve orak hücreli anemide kullanılır.
Riboflavin eksikliği nasıI oluşur?
Riboflavin eksikliği genellikle ileri yaşlarda görülmekle beraber, ciddi riboflavin eksikliği nadir görülen bir durumdur. Bu vitaminin eksikliği gıdalarla alım azlığı, barsak emilim kusurları ve ihtiyacın arttığı hallerde ortaya çıkar. Eksikliğinde dudak ve ağız kenarında çatlama, dilde şişme, ışığa duyarlılık, görme keskinliğinde azalma, katarakt, gözlerde yanma ve kaşıntı, müköz membranlarda bozukluk, daha nadiren kansızlık ve cilt iltihabı gelişebilir. Riboflavin eksikliğinin, özefagus kanseri ile ilişkili olduğu bulunmuştur.
Riboflavin kaynakları nelerdir?
Riboflavinden zengin besinler karaciğer, böbrek, kalp, et, süt, yumurta gibi hayvansal gıdalar ile badem, mantar, tam tahıllar gibi bitkisel gıdalardır.
Günlük Riboflavin ihtiyacı ne kadardır?
Yaşa göre günlük Riboflavin ihtiyacı: 0-6 aylık: 0,3 mg, 2 ay-1 yaş arası: 0,4 mg, 1-3 yaş arası: 0.5 mg, 4-8 yaş arası: 0,6 mg, 9-13 yaş arası: 0,9 mg, 14-18 yaş arası erkeklerde: 1,3 mg, 14-18 yaş arası kadınlarda: 1 mg’dır.
Riboflavin tiaminle (B1 vitamini) ile etkileşir. Bazı ilaçlar, özellikle de sıtma ilaçları riboflavin metabolizmasını etkiler. Riboflavin kullanımına bağlı yan etki ve toksisite bildirilmemiştir. Riboflavin ışığa maruz kaldığında bozulurken, pişirmekle bozulmaz.
Niasin nasıl çalışır?
Niasin, vücudumuzda 50’den fazla kimyasal reaksiyonda görev alan NAD ve NADP enzimlerinin yapısında bulunur. Niasin özellikle enerji metabolizması, kan şekerinin düzenlenmesi, antioksidan mekanizmalar ve detoksifikasyon için de gereklidir. Ayrıca niasin vücutta yağ, kolesterol ve karbonhidrat metabolizması ile seks ve adrenal hormonların üretiminde görev alır. Niasin, kolesterol düşürücü etkisinin yanı sıra, iltihap giderici etkisinden dolayı artrit tedavisinde de kullanılmıştır.
Niasin eksikliği nasıl oluşur?
Triptofan Amino asidinin vücutta niasine dönüşmesinden dolayı, bazı uzmanlar tarafından, yeterli triptofan alındığı sürece niasinin dışarıdan alınmasına ihtiyaç yoktur. Tiamin eksikliği, Pellegra hastalığına neden olur. Pellegranın klinik bulguları 3D (Dermatit, Demans, Diare) olarak belirtilir. Bu hastalıkta; ciltte çatlaklar ve pullanma nedeniyle cilt iltihapları, beyin normal şekilde fonksiyonlarını yapamadığı için zihin bulanıklığı ve unutkanlık, gastrointestinal sistemin mukozal yüzeylerinin yenilenmesi bozulduğu için ishal gelişir.
Niasin kaynakları nelerdir?
Niasinden zengin besinler karaciğer, yumurta, balık ve yer fıstığıdır. Bu besinlerin hepsi triptofan açısından da zengindir.
Günlük Niasin ihtiyacı ne kadardır?
Yaşa göre günlük niasin ihtiyacı: 0-6 aylık: 2 mg, 7 ay-1 yaş arası: 4 mg, 1-3 yaş arası: 6 mg, 4-8 yaş arası: 8 mg, 9-13 yaş arası: 12 mg, 14-18 yaş arası erkeklerde: 16 mg, 14-18 yaş arası kızlarda: 14 mg’dır.
Tüm Niasin formları yemekle birlikte alınmalıdır. Glukoz toleransını bozabileceğinden, karaciğer enzimleri yüksek olan hastalarda, gut ya da peptik ülseri olanlarda niasin kullanılmaz. Niasin diğer B vitaminler ile etkileşme girebilmektedir. Takviye olarak yüksek doz verildiğinde, yan etkisi olan bir vitamindir. Takviyelerinde genellikle yavaş salınımlı niasin formları kullanılmamalı ve yüksek dozlar için yavaş, yavaş artırım sağlanmalıdır. Özellikle 50 mg’dan fazla niasin alımı ciltte geçici flushing’e (yüzde kızarıklık) neden olur. Flushingten kaçmak için niasinin Heksaniasin formu tercih edilir.
Pantotenik Asit nasıl çalışır?
Pantotenik asit, hücrelerde enerji üretimi için gerekli bir vitamindir. Pürüvat ve yağ asitlerinin yakılmasını sağlar. Yağ asitlerinin, kolesterolün, kortizol ve fosfolipidlerin yapımına girer. Anti-stres özellikleri vardır. Cilt kırışıklıklarının giderilmesinde, yaşlanma karşıtı olarak rol oynar. Ayrıca alyuvarların savunma mekanizmaları üzerinde etkilidir.
Pantotenik Asit eksikliği nasıl oluşur?
Eksikliği nadir görülür. İşlenmiş gıda tüketimi ve uzun süre antibiyotik kullanımı sonucunda, barsak florasının bozulması ile eksikliği gelişebilir. Pantotenik asit eksikliğinde iştahsızlık, halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, topuklarda yanma ve ağrı, mide asiditesinde azalma, sindirim sistemi şikâyetleri, ruhsal güçsüzlük, isteksizlik, uykusuzluk, depresyon ayrıca kan şekerinde düşme, çarpıntı, ellerde titreme, cilt bozuklukları, tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları ve alerjik reaksiyonlarda artış görülür. Büyüme olumsuz etkilenir, kıllarda erken beyazlama görülebilir.
Pantotenik Asit kaynakları nelerdir?
En fazla karaciğerde olmak üzere, kırmızı et, tavuk eti, yumurta ve inek sütü Pantotenik asitin ana kaynaklarını oluştururlar.
Günlük Pantotenik Asit ihtiyacı ne kadardır?
Çocuklarda günlük ihtiyaç 0-3 yaş arası: 2-3 mg, 4-6 yaş arası: 3-4 mg, 7-9 yaş arası: 4-5 mg, 10-12 yaş arası: 5-7 mg, erişkinlerde: 6-10 mg’dır. Pantotenik asit, sıcağa, pişirmeye, limon ve sirkeye dayanıksız bir moleküldür.
Piridoksin nasıl çalışır?
Pridoksin vücudumuzdaki temel bileşiklerin, amino asitlerin, sinir sistemindeki ileticilerin, alyuvarlar ve prostaglandinlerin yapısında bulunan oldukça önemli bir vitamindir. 60 kadar enzimin işlemesi için koenzim rolünü üstlenir. Yedek enerji kaynağı glikojenin enerji metabolizmasında rol oynar. Histamin yapımını azaltarak, allerjik reaksiyonların şiddetini düşürür. Vücuttaki sodyum ve potasyuma olan etkisiyle hem vücudun sıvı dengesini korumaya, hem de sinir, kalp ve adale dokularının elektriksel aktivitesine yardımcı olur. Adale kasılmalarını ve krampları azaltır. Hormonal dengenin sağlanmasında ve immün sistem fonksiyonlarının düzenlenmesinde yardımcı olur. Bebeğin sinir sisteminin gelişmesi için gereklidir. Ayrıca B6 vitamini trombosit agregasyonunu inhibe eder. Piridoksinin hem kanama zamanını, hem de koagülasyon zamanını uzattığı ancak bu uzunluğun fizyolojik sınırı aşmadığı gösterilmiştir. Piridoksinin, plazma total lipid ve kolesterolünü düşürdüğü gösterilmiştir.
Piridoksin eksikliği nasıl oluşur?
Piridoksin eksikliği, gıdalarla alımın azaldığı ve barsaklardan emilimin bozulduğu bazı hastalıklarda ya da vücutta ihtiyacın arttığı durumlarda gelişebilir. Piridoksin vitamini eksikliğinde depresyon, konvülsiyon, glukoz intoleransı, kansızlık, sinir sistemi ve bağışıklık fonksiyonlarında bozulma, dil ve dudaklarda çatlama ve ciltte egzama görülebilir. B6 vitamini eksikliğinin ateroskleroza neden olabileceği bulunmuştur. Kanında düşük piridoksal 5 fosfatı olanlar, normale göre beş kat daha fazla kalp krizi geçirme riskine sahiptirler.
Piridoksin kaynakları nelerdir?
Kırmızı et, inek sütü, ton balığı, yumurta, kekik, tam tahıllar, baklagiller, muz, kabuklu yemişler, sarımsak, patates ve karnıbahar piridoksinden zengin gıdalardır.
Günlük Piridoksin ihtiyacı ne kadardır?
Yaşa göre günlük Piridoksin ihtiyacı: 0-6 aylık: 0,1 mg, 7ay-1yaş arası: 0,3 mg, 1-3 yaş arası: 0,5 mg, 4-8 yaş arası: 0,6 mg, 9-13 yaş arası: 1 mg, 14-18 yaş arası erkeklerde: 1,3 mg, 14-18 yaş arası kızlarda: 1.2mg’dır.
B6 vitamininin en aktif formu, Piridoksal 5 fosfat olup barsaklardaki emilimi için riboflavin (B2 vitamini) ve magnezyum gibi kofaktörlere ihtiyaç duyar. Piridoksin dayanıksızdır bir maddedir, alkali ortamda, güneş ışığına maruziyet, gıdaların işlenmesi esnasında, uygun olmayan saklama koşullarında ve pişirme ile kolaylıkla parçalanır. B6 vitamini çinko ve magnezyumla etkileşmektedir. Piridoksin desteği bu maddelerin hücre içi konsantrasyonunu arttrırır. Izoniazid, hidralazin, dopamin, penisilamin gibi ilaçlar, alkol, oral kontraseptifler ve aşırı protein tüketimi B6 vitamininin antagonistleridir.
Piridoksin takviyesi, kardiyovasküler hastalıklar, astım, Premenstrual Sendrom, Karpaltünel Sendromu, depresyon, sabah bulantısı ve böbrekteki kalsiyum oksalat taşlarının tekrarlamasını önlemede kullanılabilir. Ayrıca oral kontraseptif alan bayanlarda, gebeliğe bağlı bulantı ve kusma belirtilerinde, epilepside nöbet sıklığının azaltılmasında faydalı olabilir. Otizmde, beynin normal fonksiyonu için gerekli olan ileticilerin çalışması için de B6 vitamini tavsiye edilmektedir.
Piridoksinin, toksik olmaması ve vücutta depolanmaması nedeniyle fazlalık belirtileri oluşmaz. Yine de yüksek dozda alınınca, toksisiteye neden olan ender suda çözünen vitaminlerden biridir. Günde 2 gr’dan fazla alınan dozlar ayaklarda ağrı, kas koordinasyonunda bozulma ve sinir dokusunda değişiklikler gibi sorunlarına yol açabilir.
Biotin nasıl çalışır?
Biotin vücutta yağ, karbonhidrat ve amino asit metabolizmalarında görev alır. Saç, cilt ve mukozaların korunmasına katkıda bulunur. Kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Biotinin şeker hastalığı tedavisine katkı sağladığı belirtilmektedir.
Biotin eksikliği nasıl oluşur?
Biotin eksikliği çok sık görülmez ancak hamilelerde biotin ihtiyacı artar. Sağlıklı saç ve cildin anahtarı B7 vitamini olduğundan, saç kaybı ve kırılgan tırnaklar biotin eksikliğinin bir işareti olabilir. Saçın yavaş uzaması durumunda vücutta B7 eksikliği düşünülmelidir. Ayrıca Biotin vitamini eksikliği, diğer B vitamini türlerinin eksikliğinin neden olduğu, kansızlık, depresyon, yüksek kan şekeri, deri ve mukoza iltihabı, uykusuzluk, iştah kaybı, kas ağrısı, mide bulantısı gibi belirtilere neden olabilir.
Biotinin kaynakları nelerdir?
Ekmek mayası, tam tahıllı buğday ekmeği, hayvansal ürünler (yumurta), domates ve badem biotinin ana kaynaklarını oluştururlar.
Günlük Biotin ihtiyacı ne kadardır?
B7 vitamininin tablet, kapsül ve pastil formaları vardır. Saç besleyici olarak şampuanlarda, tırnak ve cilt besleyici olarak krem formlarında bulunur. Yaşa göre günlük biotin ihtiyacı: 0-6 aylık: 5 mcg, 7ay-1 yaş arasında: 6 mcg, 1-3 yaş arasında: 8 mcg, 4-12 yaş arasında: 12 mcg, 9-13 yaş arasında:20 mcg, 14 üzeri çocuklarda ve erişkinlerde: 25 mcg’dır.
Folik Asit nasıl çalışır?
B9 vitamini, Folasin, Folat veya Folik Asit olarak da adlandırılır. Folik Asit, hayvansal besinlerde serbest veya bitkisel besinlerde bağlı olarak bulunur. Vücutta NADP enzimi ve C vitamini yardımıyla indirgenerek etkin duruma geçer. Barsakta bakteriler tarafından da üretilebilmektedir. Vücuda girdikten sonra kimyasal yapısı değişir ve karaciğerde depolanır. Depo edilen miktar, 6-9 ay süresince vücutta eksiklik belirtilerinin ortaya çıkmasını engeller. Folik asitin içersinde bulunan Para Amino Benzoik Asit (PABA) ve Glutamik Asit ayrı bir vitamin gibi etki gösterirler. Folik Asit, protein yapımı ve sinir sistemi iletisi için gereklidir. DNA ve RNA sentezinde görev alarak, hücre bölünmesi ve büyümesini sağlar. Akyuvar yapımında görev alır.
Folik Asit eksikliği nasıl oluşur?
Folik asit eksikliği sık görülmektedir. Eksikliğin ana sebebi, taze sebze ve meyveden yoksun, yetersiz beslenmedir. Diğer sebepler sindirim sisteminden emilimin bozulması, alkol ve ilaç kullanımı gibi metabolik sorunlar, stress ve gebelik gibi aşırı tüketimin olduğu durumlardır. Gebelikte gereksinim iki misli artmış olup, eksikliği gebelik döneminde olursa, gebelik toksemisi, erken doğum, düşük ağırlıklı bebek ve bebekte spina bifida gibi beyin omurilik anomalisi ve hasarları oluşabilir. Folik asit eksiklik belirtileri B-12 Vitamini eksikliğine benzer ve Megalablastik anemi denilen bir kansızlık meydana getirir. Ayrıca iştahsızlık, kilo kaybı, dilde şişme ve kızarma, bulantı, kusma, ishal gibi sindirim sorunları ortaya çıkabilir. Huzursuzluk, baş ağrısı, bitkinlik, unutkanlık gibi hafif belirtilerden sinirlilik, hırçınlık, düşmanca tavırlar, paranoya durumuna kadar uzanan ağır sinirsel sorunlara yol açabilir. Folik asit eksikliğinde, enfeksiyonlara yatkınlık artar. Kalpte çarpıntı oluşabilir.
Folik Asit kaynakları nelerdir?
Folik Asit kaynakları arasında karaciğer, yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, baklagiller, havuç, avokado, yumurta ve portakal bulunur.
Günlük Folik Asit ihtiyacı ne kadardır?
Yaşa göre günlük Folik asit ihtiyacı: 0-6 aylık: 65 mcg, 7ay-1 yaş arası: 80 mcg, 1-3 yaş arası: 150 mcg, 4-8 yaş arası: 200 mcg, 9-13 yaş arası: 300 mcg, 14-18 yaş arası ergen ve erişkinlerde: 400mcg’dır. Genel olarak eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan kansızlıklarda, gebelerde doğumsal anomalileri önlemek için, vücut direncini arttırmada, hastalıkların nekahat dönemlerinde, alkol, doğum kontrol hapı kullanan kişilerde, epilepsi hastalığının tedavisinde, stres altında ve ruhsal şikayetleri olanlarda takviye olarak kullanılabilir. Folik asit dayanıksız bir moleküldür, ışık, ısı, bekleme ve pişirilme esnasında tahrip olur.
Kobalamin nasıl çalışır?
B12 vitamini, siyanokobalamin veya kobalamin adları ile de bilinir. Barsaktan emilimi için özel bir protein (intrinsik faktör) gereklidir. Bitkisel kaynaklı besinlerde bulunmaz ancak hayvansal kaynaklı besinlerle vücuda alınabilir. Kalın barsakta bakteriler tarafından üretilebilir ancak ince barsaklardan emilmesi nedeniyle bu vücuda bir fayda sağlamaz. Yapısında kobalt, fosfor gibi mineraller bulunur. Karaciğerde depolanır ayrıca kalp, böbrek, pankreas, beyin ve kemik iliğinde daha bol mikterda bulunur. İnsan vücudu için hayati değere sahiptir. Vücuttaki tüm hücrelere gereklidir. Hücreler ne denli hızla çoğalıyorsa, o kadar fazla B12 vitamin gereksinimine ihtiyaç duyarlar. B12 vitanini DNA sentezi için şarttır. Bu işlevini Folik Asitle beraber yürütür. Yağ, karbonhidrat ve protein metabolizmalarına etkilidir. Demirin vücutta kullanılması, sinir hücrelerinde myelin kılıfının oluşturulması ve korunması için gereklidir. Kan hücrelerinin yapım ve değişiminde rol alır. Dopamin beta-hidroksilaz biyosentezinde rol alır. Böylece nörolojik fonksiyonların düzelmesinde anahtardır. Karnitinin hücre içine taşınması ve sentezi için için gereklidir. Besinlerle veya sigara gibi alışkanlıklarla vücuda giren siyanürü, etkisiz hale getirir.
Kobalamin eksikliği nasıl oluşur?
Kobalamin eksikliği normal beslenen kişilerde ortaya çıkmaz. Çünkü vücudun ihtiyacına uzun bir süre yetecek kadar B12 depolanması vardır. Vejetaryen kişilerde eksikliği görülen tek vitamindir. Özellikle tam vejetaryen annenin çocuklarında doğumdan itibaren eksiklik belirtileri ortaya çıkabilir. Ayrıca barsakta emilim sorunları olanlar veya mideden salınan İntrinsik Faktör eksikliği bulunanlarda da eksiklik belirtileri görülebilir. Kobalamin eksikliğinde en erken görülen belirtiler unutkanlık ve saç dökülmesidir. Uzun süreli eksikliğinde Pernisiyöz Anemi denilen bir kansızlığa neden olur. Bunun dışında halsizlik, güçsüzlük, unutkanlık, depresyon, dikkat eksikliği, çarpıntı, üşüme, dil kızarıklığı, dil şişmesi, cilt kuruluğu ve ağızda aftlar görülebilir.
Kobalamin kaynakları nelerdir?
Kaynağı hayvansal kaynaklı besinlerdir. Karaciğer, yürek ve böbrekte bol olarak bulunur. Kırmızı et, tavuk ve balık eti ile yumurta B12 vitamini yönünden zengindir.
Günlük Kobalamin ihtiyacı ne kadardır?
Yaşa göre günlük Kobalamin ihtiyacı: 0-6 aylık: 0,4 mcg, 7ay-1 yaş arası: 0,5 mcg, 1-3 yaş arası: 0,9 mcg, 4-8 yaş arası: 1,2 mcg, 9-13 yaş arası: 1,8 mcg, 14-18 yaş arası gençlerde ve erişkinlerde: 2,4 mcg’dır. Pişirme işlemi kobalamine zarar vermez.
C vitamini nasıl çalışır?
Askorbik asit olarak bilinen C vitamini, vücutta doku onarımında, bağışıklık sisteminin çalışmasında ve bazı sinir ileticilerinin enzimatik üretiminde rol oynayan temel bir vitamindir. İnsan vücudu için hayati değere sahiptir. C vitamini yüksek konsantrasyonlarda bağışıklık hücrelerine kolayca geçer. Antimikrobiyal ve doğal öldürücü hücre aktivitelerine sahiptir, lenfositlerin çoğalmasını teşvik eder. Bu da bağışıklık sisteminin düzenlemesine katkıda bulunur. Yapılan çalışmalar C vitamininin, soğuk algınlığını önlemediğini, şiddetini azaltmadığını, ancak “enfeksiyon süresini” kısalttığını göstermiştir.
C vitamin eksikliği nasıl oluşur?
C vitamini eksikliğinde, kolajen sentezinin bozulması ile Skorbüt hastalığı oluşur. Skorbütün oluşması için bir ay boyunca hiç C vitamini almamış olmak gerekir. Skorbüt nefes darlığı, kemik ağrısı, diş etlerinde kanama ve morarma, kötü yara iyileşmesi ve ateş belirtileriyle kendini gösterir.
C vitamini kaynakları nelerdir?
Tüm sebze ve meyveler C vitamini kaynaklarıdır. Özellikle, bitkilerden kuşburnu, kırmızıbiber, brokoli, brüksel lahanası, ıspanak, meyvelerden sırayla kivi, mürver, çilek, portakal, limon, ananas ve greyfurt bol miktarda C vitamini içerirler.
Günlük C vitamini ihtiyacı ne kadardır?
C vitamininin günlük ihtiyacı: 1-3 yaş arası arası: 15 mg, 4-8 yaş arası: 25 mg., 9-13 yaş arası arası: 45 mg, 14-18 yaş arası kızlarda: 65 mg, 14-18 yaş arası erkeklerde: 75 mg’dır. C vitamini suda çözünen bir vitamindir, fazla miktarda alınan C vitamini emilmeden hızla idrarla atıldığı için toksisiteye neden olmaz. Çok yüksek dozlarda bulantı, karın krampları ve diyare oluşabilir. Bu etkiler, bağırsaktan emilmeyen C vitamininin ozmotik etkisine bağlıdır.
D vitamini nasıl çalışır?
A, E, K vitamini gibi D vitamini de yağda eriyen ve vücutta depolanan vitaminlerden biridir. Bir hormon gibi işlev görür. Kalsiyum ve fosfor metabolizmasını ayarlayarak kemik ve diş oluşumuna katkı sağlar. Sinir sitemi, bağışıklık sistemi, kalp ve pıhtılaşma mekanizmaları üzerine etki gösterir.
D vitamini eksikliği nasıl oluşur?
D vitamini eksikliği bir halk sağlığı sorunudur. Yurt dışında ve Ülkemizde yapılan bir çalışmalarda, toplumun yarısında D vitamini yetersizliği saptanmıştır. Normal koşullar altında insan vücudundaki D vitaminin %90-%95’i Güneş ışınlarının etkisi ile ciltten sentez edilmektedir. En başta, Güneş ışığından uzak kalmak D vitamini yetersizliğine sebep olurken, yeterli D vitamini alınamaması D vitamin eksikliğinin diğer bir sebebi olmaktadır. D vitamini eksikliğinde vücutta kalsiyum ve fosfor emilimi azalır, kemik yapısı bozulur. Çocuklarda Raşitizm, erişkinlerde Oeteomalasi denilen kemik hastalığı ortaya çıkar. Raşitizm daha çok büyümenin hızlı olduğu 3ay-2 yaş arasında görülür. Ayrıca D vitamini eksikliğinde bağışıklık sitemi zayıflar, kas güçsüzlüğü ve yorgunluk gelişir. Norolojik sistem bozukluklarına bağlı demans ve uyku sorunları oluşur. Kardiyovasküler ve nöropsikiatrik hastalıklara yatkınlık artar. Hatta eksikliğine bağlı bazı kanser türlerinin gelişebileceği belirtilmektedir.
D vitamini düzeyini değerlendirmek için yarı ömrü 2-3 hafta olan 25(OH)D düzeyine bakılmalıdır. 25(OH)D düzeyi 20 ng/mL’den düşük ise D vitamini eksikliği, 21-29 ng/mL arasında ise D vitamini yetersizliğinden söz edilebilir. Serum düzeyi 30 ng/mL’den yüksek ise yeterli D vitamin düzeyi olarak kabul edilir. D vitamini için tercih edilen aralık 40-60 ng/ml'dir.
D vitamin kaynakları nelerdir?
D vitamini vücudumuza, Güneş’in UVB ışınlarının etkisiyle ciltte bulunan provitamin D’nin (7 dehidrokolesterol), D3 vitaminine (Kolekalsiferol) dönüşmesi ya da gıdalarla ağızdan Ergokalsiferol (D2) veya Kolekalsiferol (D3) şeklinde alınmasıyla girer. Ergokalsiferol (D2) bitkilerde, Kolekalsiferol (D3) hayvansal gıdalarda bulunur. D vitamini bitkisel gıdalarda çok az bulunduğundan daha çok balık, balık yağı, karaciğer, yumurta sarısı gibi hayvansal gıdalarla alınır. Safra yardımıyla barsaklardan emilen D vitamini, yağ dokularında depolanır. Buradan gerektiğinde dolaşıma verilir. Deriden ya da gıdalarla alınan D vitamini aktif değildir. Önce karaciğerde 25 hidroksivitamin D (25OH)’ye daha sonra D vitamininin aktif formu olan 1,25 dihidroksivitamin D’ye (1,25OH) (Kalsitriol) döner. 1,25(OH)D'nin sentezi kanda parathormon (PTH), kalsiyum ve fosfor düzeyleri ile ilişkilidir. Ancak D vitamininin ana kaynağı Güneş’ten elde edilen Kolekalsiferoldür.
Günlük D vitamini ihtiyacı ne kadardır?
D vitamini eksikliğini önlemek için bir yaşa kadar olan çocukların günlük 400 IU, 1-70 yaş arasında olanların 600 IU/gün ve 70 yaşın üzerinde bulunanaların 800 IU/gün D vitamini alması gerekir. Vitamin düzeyini 40-60 ng/ml tutmak için ayda iki defa 50,000 IU D vitamini verilmesi de ayrı bir seçenek olabilir. Güneşin UVB ışınlarından faydalanabilmek için açık bir havada, öğlen saatleri güneşlenmek gerekir. Camdan UVB geçmediği için cam arkasından güneşlenmek D vitaninini artırmaz. Öğle saatlerinde 30 dakika kadar güneşlenen bir kişinin 10,000 ile 25,000 IU D vitamini sentezlendiği gösterilmiştir. Fazla güneşlenmek daha fazla D vitamin sentezlenmesine neden olmaz. Yani fazla güneşlenmek D hipervitaminozu yapmaz. D vitamininin takviye olarak yüksek dozlarda alınması, dokularda kireçlenme, böbrek taşları ve ağız kuruluğu, baş ağrısı, bulantı, kusma, böbrek hasarı, kalpte aritmi, kemik ağrısı, pankreatit gibi akut zehirlenme tablosuna yol açabilir. D vitamininin serum düzeyi 150 ng/mL’den yüksek ise D vitamin intoksikasyonu söz konusudur.
E vitamini nasıl çalışır?
E vitamini dışarıdan alınması zorunlu olan bir vitamindir. Sekiz farklı kimyasal formda bulunur. Çeşitli biyolojik aktivitelere sahip formlar arasında insanda emilimi iyi olan tek formu Alfa-tokoferol’dur. E vitamin yağda eridiği için vücutta depolanır. Özellikle hücre zarları ve lipoproteinlerde önemli işlevleri vardır. Enerji metabolizmasında görev almasının yanı sıra, güçlü bir antioksidan etkisi bulunur.
E vitamini eksikliği nasıl oluşur?
Besinlerde bol bulunduğundan eksikliğine sık rastlanmaz ancak eksikliğinde bağışıklık sistemi zayıflar, ciltte yaralar, kas zayıflığı, görme sorunları, kansızlık ve nörolojik problemler gözlenebilir.
E vitamini kaynakları nelerdir?
Meyve, sebze, et, kümes hayvanları, yumurta, buğday tohumu, tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller ve bitkisel yağlar E vitamini içeren yiyecekler arasındadır.
Günlük E vitamini ihtiyacı ne kadardır?
Yaşa göre E vitamin ihtiyacı: 0-6 aylık: 4 mg, 7ay-1 yaş arası: 5 mg, 1-3 yaş yaş arası: 6 mg, 4-8 yaş arası: 7 mg, 9-13 yaş arası: 11 mg, 14-18 yaş arası gençler ve erişkinlerde: 15mg'dır.
K vitamini nasıl çalışır?
K vitamini, kandaki pıhtılaşma faktörlerinin oluşumu için gerekli olan bir vitamindir. Karaciğerde Faktör II (protrombin), Faktör VII, Faktör IX ve Faktör X'un inaktif halden aktif hale geçmesini sağlar. K vitamininin, kemik kaybının önlenmesinde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Bu amaçla K vitamininin az miktarda ve düzenli olarak alınması gerekir. K vitamininin üç formu bulunur:
ØK1 vitamini (Filokinon): K vitamininin gıdalarla alınan doğal formudur, K1 vitamini özellikle yeşil yapraklı sebzeler, süt ürünleri ve bitkisel yağlardan elde edilir.
ØK2 vitamini (Menakinon): Bağırsakların normal florasında bulunan bakteriler tarafından üretilir. K2 vitamini, vücutta K1 vitaminini takviye etmesine rağmen yine de ihtiyacı karşılayacak kadar üretilemez.
ØK3 vitamini (Menadion): Erişkinlerin tedavisinde kullanılan yapay, suda çözünebilen sentetik K vitamini formudur. Hemolitik anemiye neden olabildiğinden bebeklerde kullanılmaz.
K vitamini eksikliği nasıl oluşur?
Eksikliğinin en sık görülen nedenleri, yetersiz alım, az emilim ve karaciğer hastalığı nedeniyle üretim azlığıdır. Kistik fibroz, Çölyak Hastalığı, kronik pankreatit veya Crohn Hastalığında veya yağ emilim bozukluğuyla giden barsak hastalıklarında K vitamini eksikliği görülebilir. Safra kanalı tıkanıklığı veya siroz gibi karaciğer hastalıkları da emilim bozuklukları nedeniyle K vitamini eksikliğine yol açabilmektedir. Ayrıca antibiyotikler, aspirin ve epilepsi nöbetlerini önleyici ilaçlar, K1 vitamini emilimini bozabilir. Bağırsaklarda üretilen K2 vitamini miktarını azaltabilir veya vücüdun K vitamini gereksinmelerini artırabilirler. Uzun süre damar yoluyla beslenen bebeklerde, K vitamini eksikliği gelişebilir. K vitaminine bağımlı pıhtılaşma faktörleri karaciğerde yapıldığından, kronik karaciğer hastalığı olanlarda, yeterli miktarda K vitamini olsa bile yeterince pıhtılaşma faktörü üretilemeyeceği için K vitamini eksikliğine bağlı kanama ve morarmalar meydana gelebilir. Sebepsiz kanamayla gelen hastalarda K vitamini eksikliğinden şüphe edilmeli ve protrombin zamanına bakılmalıdır. Ayrıca K vitamini eksikliğinde kemik yapımı azalmış ve bozulmuştur. Bu da kemiklerin kolay kırılmasına yol açar.
K vitamini kaynakları nelerdir?
K vitamininin kaynağı yeşil yapraklı sebzelerdir (Brokoli, marul, ıspanak, şalgam). Diyetle alınan ve vücudun imal ettiği K1 ve K2 vitaminleri yağda çözünebildiği gibi vücudun yağ dokuları ve karaciğerde depolanır. K vit kaynaklarından yağda çözülen formları iyi emilir ancak suda çözülen formları bağırsaklardan emilemez. Ancak topikal uygulamalarda kullanılabilir. Bir erişkin aldığı gıda ile bir haftalık K vitamini stoğunu depolar. Ancak yenidoğan döneminin ilk 3-8 günü bu stok bulunmaz.
Günlük K vitamin ihtiyacı ne kadardır?
Günlük K vitamini ihtiyacı olarak: 0-6 aylık: 2 mcg, 7-12 ay arası: 2,5 mcg. 1-3 yaş arası: 30 mcg, 4-8 yaş arası: 55 mcg, 9-13 yaş arası: 60 mcg, 14-18 yaş arası: 75 mcg’dır.
Warfarin (Coumadin) adlı ilaç K vitamininin antagonistidir. Warfarin’in etkisi her kişide farklı olduğu için bu ilacı alanların INR ve PT (protrombin zamanı) testiyle izlenmesi gerekir. Protrombin zamanı uzamış ise genellikle K vitamini tedavisi uygulanır. K vitamini verilmesiyle kanamanın durması, PT ve INR nin normale dönmesi, K vitamini eksikliği anlamına gelir.
Yüksek dozlarda alınan doğal K vitaminiyle (K1 ve K2) ilişkili sorunlar bildirilmemiştir. Bu doğal formlar yüksek konsantrasyonlarda bile düşük bir toksisiteye sahiptir. Ancak suda çözünebilen K3 vitamini, büyük miktarlarda verildiğinde toksik olabilmektedir.
Yenidoğanlarda K vitamini gerekli mi?
K vitamini stoklarının az olduğu, bağırsaklarında henüz normal flora oluşmadığı ve anne sütü ile çok fazla K vitamini alınamadığı için yenidoğanlarda K vitamini eksikliğine bağlı ağır kanamalar görülebilmektedir. Ayrıca yenidoğanın annesi, gebelik sırasında epilepsi nöbetlerini engelleyen ilaçlar kullanmışsa, bebek K vitamini yetersizliğiyle doğabilir. Bu nedenle yenidoğanların tümüne doğumdan hemen sonra rutin olarak K vitamini enjeksiyonu yapılmaktadır. K1 vitamininin doğumdan sonraki bir saat içinde intramüsküler olarak 1mg yapılması önerilir. K1 vitamini oral verilecekse üç ay boyunca haftada 2 defa 5 mg olarak verilebilir. Yenidoğanlarda K2 vitamini hemoliz ve karaciğer hasarına yol açtığı, K3 vitamini hemolitik anemiye neden olduğu için K1 vitamini kullanılmalıdır. K vitamini ışıkta bozulduğu için ışık almayan ortamlarda tutulmalıdır.