Aft veya Aftöz Stomatit, ağız mukozasında tekrarlayan ağrılı ülserlere denir. Aftöz stomatit, genel popülasyonun yaklaşık %20'sini etkiler. Başlangıç yaşı, çocukluk döneminde olabilir ancak daha yaygın olarak yaşamın ikinci ve üçüncü on yılında ortaya çıkarken, ilerleyen yaşlarda daha az görülür hale gelir. Aftöz stomatitin en yaygın şekli olan minör aftöz ülserler, 1 cm'den küçük çapta, yuvarlak veya oval şekillidir. Sarı veya gri zarımsı yapıların etrafı, iltihaplı kırmızı bir çember ile sarılmıştır.
Aftöz stomatitin nedeni tam olarak bilinemez, ancak genellikle çok faktörlü olduğu kabul edilir. Muhtemelen hücresel bağışıklık sisteminin aktivasyonu ile ortaya çıkar. Aftöz ülserler akut enfeksiyonlardan kaynaklanmaz ve bu nedenle bulaşıcı değildir.
ØLokal travma: Yemek yerken ağzımızda oluşan kesikler, yanıklar, ısırmalar, diş ipleri, dişleri sert fırçalama veya uygun olmayan protezler nedeniyle ağız içinde oluşan küçük yaralanmalardan kaynaklanabilir.
ØAilevi eğilim
ØDuygusal veya fizyolojik stress
ØOral bakterilere karşı gelişen alerjik reaksiyon
ØAğız içindeki mikrobial dengenin bozulması
ØToksin maruziyeti (nitratlar) ile tetiklenebilir. Örneğin tütün ürünlerini kullanması
ØBazı kronik durumlar nedeniyle zayıflamış bir bağışıklık sistemine sahip olmak (İmmün yetmezlik)
ØÇinko, B12, B6, B1, D vitamini, Folat ve Demir gibi belirli vitamin ve minerallerin eksikliği: Aft vakaların %20’si bu eksikliklerden kaynaklanır.
ØHassasiyet: Diş macunu ve ağız hijyeni ürünlerinde bulunan sodyum lauril sülfat, tarçın, peynir, narenciye, incir, ananas, kahve, çikolata, peynir gibi belirli yiyecek ve içeceklerin yanı sıra asitli veya baharatlı yiyecekler ağız içinde hassasiyet oluşturabilir. (Bazı diş macunlarında ve gargaralarda bulunan sodyum lauril sülfatın tetikleyici bir madde olduğu kanıtlanamasada, ağız ülserlerin iyileşmesi için gereken süreyi uzattığı bilinmektedir.)
ØMalabsorpsiyon, Enteropati, Çölyak Hastalığı, Behçet Sendromu, Sistemik Lupus Eritematozus, Reaktif Artrit, Crohn Hastalığı gibi enflamatuar barsak hastalıklarında tekrarlayan ağız ülserlerinin görülebileceği unutulmamalıdır. Bu bozukluklar, sistemik belirti ve semptomlara göre dışlanabilir.
ØAğız ülserleri tipik olarak 7-14 gün içinde kendiliğinden iyileşirler. Tedavinin amacı ağrıyı azaltmak, iyileşmeyi hızlandırmak ve nüksü önlemektir
Øİyi ağız hijyeni tekrarları önleyebilir
ØKlorheksidin içeren antiseptik gargaraların günde iki kez kullanılması
ØTedavi yöntemlerine yanıt vermediğinde, topikal oral steroidler, diğer lokal anestezikler, vitamin ve minaral destekleri kullanılabilir
ØAğzı tuzlu su veya karbonat-sodyum bikarbonat çözeltisi ile çalkalamak
ØAğzı çalkaladıktan sonra ülserin üzerine magnezyum sütünün uygulanması
ØŞişmeyi azaltmak için etkilenen bölgeye buz küpleri veya parçalarının koyulması
ØAğrıyı azaltmak için lokal anestezik içeren diş çıkarma merhemlerinin kullanılması
ØAğız içini çizebilecek sert gıdalardan veya yiyeceklerden kaçınılması
ØStresin azaltılması