Patojen, Antijen Ve Antikor Ne Demektir?

Bakteri, virüs, mantar gibi vücutta hastalığa neden olan mikroorganizmalara patojen denir. Bağışıklık sistemi tarafından tanınabilen patojen parçasına antijen denir. Antijenlere karşı, vücudumuz tarafından üretilen ve onlara bağlanarak, vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan maddelere de antikor (antibody) veya immunglobülin denir.

Bağışıklık Nedir?

Vücudumuza giren mikroplara ve patojenlere karşı, doğumla birlikte başlayan veya sonradan kazanılmış dirence bağışıklık denir.

Bağışık Yanıt Nedir?

Vücudumuza giren mikrop ve patojenlere karşı, hücre ve dokuların birlikte oluşturdukları ve bir uyum içinde verdikleri yanıta bağışık yanıt denir. Bağışık yanıt sayesinde, zararlı patojenlerin vücudumuza yayılması önlenir ve patojenler yok edilir.

Bağışıklık Sistemi Nedir?

Vücudumuza giren mikroplar veya patojenlere karşı, vücudumuzda yanıt oluşturan sisteme bağışıklık sistemi denir.

Bağışıklık Sistemi Hangi Dokulardan Oluşur?

Bağışıklık sistemi timus, kemik iliği, dalak, bademcikler, lenf bezleri, bu dokuların oluşturduğu hücreler ve protein yapısında bazı kimyasal maddelerden oluşur.

Kaç Tip Bağışıklığımız Vardır?

İki tip bağışıklık Vardır. Bağışıklık Doğal (Doğuştan) Veya Kazanılmış (Edinsel) olabilir.

Doğal Bağışıklık Nasıl Oluşur?

Doğal bağışıklık doğumdan itibaren vardır. Makrofaj, nötrofil, fagosit, doğal öldürücü (NK) hücre gibi bağışıklık hücreleri ile kompleman ve sitokin adı verilen kimyasal aracı maddeler tarafından oluşturulur. Saatler içinde ortaya çıkarak, enfeksiyona verilen ilk yanıttan sorumludur. Bu yanıt etkene özel değildir.

Kazanılmış Bağışıklık Nasıl Oluşur?

Kazanılmış bağışıklık hücresel ve humoral (sıvısal) olabilir. Hücresel olanlar T ve B lenfosit hücrelerinden, humoral bağışıklık antikorlardan oluşturulur. Kazanılmış bağışıklık antijenlere karşı ortaya çıkan, yavaş başlayan ve günler içinde oluşan güçlü bir yanıttır. Hafızası vardır ve tekrarlayan karşılaşmalarda, daha hızlı bir cevap verilmesine neden olur.

Hücresel Bağışıklık Nasıl Oluşur?

Hücresel bağışık yanıtın aktörleri olan yardımcı T hücreleri makrofaj denilen hücreleri aktive ederken, sitotoksik T hücreleri virüs ile enfekte edilmiş hücreleri öldürür. Hücresel bağışıklığın B hücreleri ise hafıza hücreleridir, patojenin tanınmasını sağlarlar.

Humoral (Sıvısal) Bağışıklık Nasıl Oluşur?

Hümoral bağışıklık, B lenfositlerinin etkisiyle geliştirilen antikorlarla olur. Çeşitli vücut sıvılarında bulunur ve buralardaki patojenleri yok eder. Hücre içinde çalışmazlar.

İmmünolojik Hafıza Nedir?

İmmün sistemin patojen hakkındaki bilgileri saklama yeteneğidir. Bağışıklık sisteminde B lenfositlerin etkisiyle ortaya çıkar ve kazanılmış bağışık yanıta neden olur.

Enflamasyon Başlangıcı Nedir?

Mikrobun vücutta enfeksiyona neden olduğu bölgeye toplanan bağışıklık hücreleri, sitokinler ve diğer kimyasal maddeler enflamasyonu başlatılır. Enfeksiyon bölgesindeki damarlar genişler, enfeksiyon başlayan doku kızarır, şişer, ağrır ve fonksiyonunu yapmakta zorlanır.

Enflamasyon Çözünürlüğü Nedir?

Enflamasyon çözünürlüğü, enflamatuar sürecin sağlıklı bir sonucudur. Bağışıklık sisteminin, enflamatuar bir yanıtın başlatmasına neden olan görevini tamamladığı anlamına gelir. Bununla birlikte, çeşitli faktörler bu çözünürlüğü geciktirebilir, iltihabı uzatabilir ve vücudun kendi dokularına ikincil hasar riskini artırabilir. Bütün immün yanıtlar kendi kendini sınırlar ve enfeksiyon etkeni yok edildikten sonra kaybolur.

Beslenme, Bağışıklık Sağlığını Nasıl Destekleyebilir?

Bağışıklık sistemi, işlevsel bir bağışıklık tepkisi oluşturmak için enerjiye ve çeşitli besin maddelerine ihtiyaç duyar. Spesifik besinler, bağışıklık sisteminde rol alan bağışıklık hücrelerinin ve kimyasal aracıların toplanması gibi enflamatuar yanıta neden olan fizyolojik mekanizmaları etkiler.

Oksidatif Stres Nedir?

Canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürmek için enerjiye ihtiyaçları vardır ve enerji sağlamak için hidrojen atomlarınca zengin glukoz, yağ asidi ve karbon gibi bileşikler kullanırlar. Bu maddelerin vücutta yakılması (oksidasyonu) sonucunda serbest oksijen radikalleri (ROS) oluşur. Serbest radikaller, hücrede DNA ve membran hasarına sebep olarak hücreye zarar verirler. Bu olaya "oksidatif stres" adı verilir. Vücutta karşılaşılan enfeksiyonlar, yaşanan ortam, hava kirliliği, sigara kullanımı, tüketilen gıdaların hepsi vücudumuz için birer oksidatif stres kaynaklarıdır. Oksidatif stres bizlere dokularda yaşlanma, kanser, kalp damar hastalıkları, diyabet, makula dejenerası, enflamasyon olarak geri dönmektedir. Antioksidan maddeler, vücutta oluşan serbest radikalleri ortamdan uzaklaştırarak, oksidatif stresin düzeltilmesine neden olurlar.

Bağışıklıklığımızı Koruyan Antioksidanlar Nelerdir?

Enfeksiyon sırasında ortaya çıkan serbest radikallere karşı, vücudu oksidayondan koruyan besin maddelerine antioksidan maddeler denir. Antioksidan maddeler, enflamatuar yanıt sırasında ortaya çıkan, reaktif oksijen seviyelerinin oluşmasını ve vücut hasarını engeller.

Antioksidan görevi gören mikro besinler ve bitkisel besinler şunlardır: Resveratrol, Karotenoidler, Galik asit, Polifenoller, C vitamini, D vitamini, Çinko, Selenyum, E vitamini

Resveratrol:

Resveratrol, bitkilerin kendilerini dış etkilerden korumak için salgıladıkları bir maddedir. Resveratrolden yüz yıllardır insan sağlığını desteklemek maksadıyla yararlanılmıştır. Kalp ve damar sağlığının desteklenmesi ve korunması, bağışıklığın geliştirip düzenlenmesi, egzersiz dayanıklığının artırılması, sağlıklı bir metabolizma ve kilo kaybına katkıda bulunmak maksadıyla kullanılmıştır. Yakın gelecekte Resveratrolün yeni kuşak “potansiyel bir antiviral ajan” olabileceği öne sürülmektedir. (BAKINIZ: REVERATROLÜN BAĞIŞIKLIĞA ETKİSİ)

C vitamini:

C vitamini, vücudun doku onarımında, bağışıklık sisteminin çalışmasında ve bazı sinir ileticilerinin enzimatik üretiminde rol oynayan temel bir vitamindir.

D vitamini:

D vitamini, bir hormon gibi işlev görür. Kalsiyum ve fosfor metabolizmasını ayarlar, bağışıklık sistemini destekler. Kemik ve diş oluşumuna katkı sağlar.

Çinko:

Çinko, insulin, timus ve büyüme hormonları gibi birçok hormonun oluşumuna katılır. İmmün ve üreme sistemi, yara iyileşmesi, duyu fonksiyonları ve cilt sağlığı için gereklidir.

Selenyum:

Selenyum bağışıklık sistemi, yorgunluk, uyuşukluk, kas güçsüzlüğü, zihin dağınıklığı, saç dökülmesi ve tırnaklarda beyazlaşma gibi sorunlarda takviye olarak kullanılabilir.

Otlar Ve Bağışıklık

Bağışıklık sistemini desteklemek için çok çeşitli şifalı bitkiler kullanılabilir. Birçok bitki, çeşitli anti-bakteriyel ve anti-viral etkilere sahip olan biyoaktif maddeler içerirler. Bu maddeler, hem doğuştan, hem de kazanılmış bağışıklık tepkilerinin hücresel süreçlerini optimize ederek bağışıklığı destekleyebilir.

Bağışıklık sistemini destekleyen bitkiler şunlardır: Zerdeçal, Zencefil, Ekinezya, Mürver, Sarımsak, Kekik, Meyan kökü, Ekinezya, Yeşil yapraklı bitkiler

Egzersiz Bağışıklık Sağlığını Nasıl Destekleyebilir?

Egzersiz yaşamın temel desteğidir. Özellikle düzenli yapılan orta düzeyde egzersizlerin, uzun vadede bağışıklık sistemini destekdiği görülmüştür. Egsersiz vücuttaki kas ve kemikleri güçlendirerek, aynı zamanda kandaki bağışıklık hücrelerini ve antikorları artırarak etkili olmaktadır.

Stres Bağışıklık Sağlığını Nasıl Etkiler?

Kronik stres, proinflamatuar sitokinlerin ve T hücrelerinin seviyelerini yükseltmek yoluyla bağışıklığı olumsuz yönde etkileyebilir. Günümüzün bir hastalığı olan stress kaynaklı depsesyon, bağışıklık sistemini zafiyete uğratabilir. Bu durum, bağışıklık hücrelerinin sayısında değişiklikler ve azalmış doğal öldürücü hücre aktivitesi ile ilişkilidir. Stres yönetimi, sağlığımızın temel bir bileşenidir.

Uyku Bağışıklık Sağlığını Nasıl Etkiler?

Sağlıklı bir uyku, bağışıklık sistemi için kaçınılmaz bir önemdedir. Bağışıklık uyku sırasında onarılır, bağışıklık sistemi hücreleri düzenlenir ve bağışık hafıza güçlenir. Uyku sırasında salgılanan melatonin hormonu, vücudu toksinlerden koruyan bir antioksidandır. Uykusuzluk, enflamasyonu artırarak, bağışıklığın bozulmasına yol açar.

Yaşlanma Bağışıklık Sağlığını Nasıl Etkiler?

Yaşlanma, yaşamın doğal bir parçasıdır. Yaşlanma ile birlikte bağışıklık sitemindeki hücrelerin sayıları ve fonksiyonları azalır. Bu durum yaşlıların hastalıklara daha açık hale gelmesine neden olur. Özelllikle yaşla birlikte doğal immün yanıtı oluşturan T hücreleri, timus dokusunun küçülmesinden olumsuz etkilenir. Bu nenenle yaşlılarda, enfeksiyon, kanser ve otoimmün hastalıklar daha sık görülür. Ayrıca, sağlıklı bir yaşam tarzı, vücuttaki belirli fizyolojik mekanizmaların düzgün çalışabileceği süreyi en üst düzeye çıkarabilir. Yaşlılarda uyku, stress, kilo kontrolü, kronik hastalıkların tedavisi, egzersiz ve dengeli beslenme bağışıklığın optimal derecede sürdürülebilmesini sağlar.